İş Hukuku
İŞ UYUŞMAZLIKLARINDA DAVA ŞARTI OLARAK ARABULUCULUK
Resmi Gazete’de kabul tarihi 12.10.2017 olan 7036 sayılı Kanun ile iş uyuşmazlıklarında önemli bir değişiklik yapıldı ve yepyeni bir döneme geçildi. 7036 sayılı bu Kanunun üçüncü maddesinde “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” denilerek iş uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğuna karar verildi. Kanunun bu şartının uygulanmasına 1 Ocak 2018 tarihi itibariyle başlandı. Bu durumda taraflardan birisinin arabuluculuğa başvurmadan dava açmak istemesi halinde davanın, dava şartı yokluğundan reddedileceği hükme bağlandı.
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti gibi bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı iken bu şart iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi-manevi tazminat davaları ile bu davalarla ilgili tespit ve itiraz durumlarında aranmaz.
Arabuluculukta başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işinin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise arabuluculuk bürosu sıfatıyla görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından işlemler gerçekleştirilir. Görevlendirilen arabulucu görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Bu nedenle karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgeleri sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhal ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Sulh mahkemesi yetki itirazını harç almadan sadece dosya üzerinden değerlendirir ve bu konuda verdiği karar kesin kara hükmündedir. Yetkisiz büroya başvuran tarafın bu karara itiraz etme hakkı yoktur. Kabul edilen itiraz üzerine yetkili büro belirlenir ve bu büronun belirleyeceği arabulucu görevi sürdürür.
Arabuluculuk mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve sorunlara daha hızlı ve olumlu cevap verebilmek için başvurulan bir uygulamadır. Bu nedenle arabulucular kendilerine gelen dosyayı en geç görevlendirilme tarihinden itibaren üç hafta içinde sonuçlandırırlar. Bazı zorunlu hallerde bu süreyi en fazla bir hafta uzatma hakları vardır.
Taraflar arabuluculuk bürosunda başvuru için herhangi bir ücret ödemezler. Ancak tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz. İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, Tarifenin İkinci Kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Anlaşamayan taraflar mahkemeye başvurarak dava açabilirler. Taraflardan herhangi birisi arabuluculuk ücretini karşılayamayacak durumda ise sulh hukuk hâkiminin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir.
Uygulamada genellikle işveren konumundaki büyük şirketlerin avukatları karşısında işçi, haklarının ne olduğunu tam olarak bilememekte ve kendini etkili savunamamaktadır. Aynı durum kendi haklarını bilmeyen ve avukatı olmayan işveren için de geçerlidir. Herhangi bir hak kaybına uğramamak için arabuluculukta ve anlaşılamaması durumunda dava yoluna başvurmada etkili taraf vekilliği yapabilecek büromuzdan yardım alabilirsiniz.